Güneşin ilk ışıklarıyla şehre adım atmak, büyülü bir maceraya katılmanız için yeterli olacaktır.
Otelimizde keyifle dinlenirken, Kapadokya’yı yeni görenler için sabahı zor getirenleriniz bile olabilir. Peri bacalarına ilk “merhaba” dediğinizden itibaren, Kapadokya’ya ve otelimize devamlı gelip “merhaba” demek isteyeceksiniz.
Bizden ayrılmak istememek sizlere tuhaf gelmesin, çünkü insanla bağ kuran güçlü bir tarafı var bu şehrin…
Otelimiz Kapadokya’nın en huzurlu muhitinde, Ortahisar kasabasında olup 1000 m2 alan üzerinde geniş, manzaralı teraslardan; Ortahisar kalesinin büyülü güzelliğini doya doya yaşayacaksınız. %100 Kayadan oyma, 13 Lüks ve kendine özgün tasarımlı odalardan oluşmaktadır. 1 Standart Twin, 8 Deluxe, 4 Deluxe Suite Odamız Ahşap ile doğal kayaların benzersiz uyumu sizi tatiliniz boyunca özel hissettirecektir.
Organik Serpme kahvaltımız siz ne zaman isterseniz, bölgeye özgü tatlar ile sunulmaktadır. Kahvaltısını almış misafirlerimiz için saat 12:00’a kadar çay ve kahve servisi ikramımız devam etmektedir.
Tabiat ananın, toprağı bir tablo gibi işlediği bir mekan… Adını, eski Pers dilinde ‘Güzel Atlar Ülkesi’ anlamına gelen “Katpatuka” sözcüğünden almış, tarihin her evresinde insanoğluna ev olmuş bir tarih ve doğal cennet… Bu eşsiz mekanda, tarihin doğa ile kucaklaşmasına hayranlıkla bakacak ve büyüsünden kurtulamayacaksınız.
Kapadokya denince akla gelen peri bacalarının geçmişi, milyonlarca yıl öncesine kadar uzanıyor. Jeolojik dönemde aktif volkanlardan olan Erciyes ve Hasandağı ‘ndaki patlamalar, lavların toprağa, göllere ve akarsuların üzerine farklı kalınlık ve sertlikte tabakalanmasından oluşmuş. Tüf adı verilen bu tabaka, ana volkanlardan püsküren lavlarla değişip, başta Kızılırmak olmak üzere bir çok akarsuyun, sel sularının ve sert rüzgarların bu tabakayı aşındırması ile bugünkü şeklini almış.
Bir çok farklı türü bulunan peri bacaları, şapkalı, konili, sütunlu, mantar biçimli veya sivri kayalı olarak bugünlere gelmiş. Kapadokya ‘da erozyonun oluşturduğu peri bacaları bugün en çok, Ürgüp-Uçhisar-Avanos üçgeni arasında kalan vadilerde, Ürgüp-Şahinefendi arasındaki bölgede, Nevşehir Çat kasabası çevresinde, Kayseri Soğanlı vadisinde ve Aksaray Selime köyü civarında bulunmaktadır.
Uçhisar, Göreme, Avanos, Ürgüp, Derinkuyu, Kaymaklı, Ihlara ve yöresini alan bölge, bünlerce yıl Hititler, Kimmerler, Frigyalılar, Romalılar, Bizanslılar gibi sayısız uygarlığın yerleşim noktası olmuştur. Peri bacalarının süslediği bu eşsiz coğrafyada, kayaların içine oyulmuş yeraltı şehirleri ve 1100 metre yükseklikte kurulmuş 365 kaya kilisesi bulunmaktadır. Kapadokya, sosyal, kültürel, tarihsel ve coğrafik olarak dünyada eşi ve benzerine az rastlanır bir zenginliğe sahiptir.
Yaklaşık 150-200 adet olan yeraltı şehirleri, Kapadokya ‘nın farklı bir kültürel zenginliğidir. Bir çoğu yumuşak olan tüfün, insanlar tarafından aşağıya doğru oyulması ile inşa edilmişlerdir. Bölge, konumu nedeni ile sık sık saldırıya uğradığından, halkın güvenliği için bu tür kentler inşa edilmiştir.